ULU CAMİ



Divriği ulu cami ve Daru'ş-şifası adıyla dünya sanat tarihinde yer alan bu eşsiz eser, Anadolu Selçuklu Devleti Mengücek Oğulları Beyliği döneminde (1228) Mengücek Beyi Ahmet Şah tarafından, Şifahane ise Ahmet Şah'ın eşi Melike Turan tarafından yaptırılmıştır. Divriği ulu camii Fatma hatun Camii, Ahmet Şah Camii diye de adlandırılır.
Divriği Ulu Camii'nin ve Darü'ş-şifanın dünyadaki diğer tarihi eserlerden bir takım farkları vardır:
Birincisi,böyle mükemmel üç boyutlu detaylı geometrik sitiller ve bitkisel bezemeler hiç bir yerde olmadığı sanat tarihçiler ve mimarlar tarafından söylenmektedir.Kapı ve duvarlara işlenen tüm motifler asimetriktir ve her karede binlerce taş işlemeli motif bulunur. Usta devamlı tekrardan kaçınmış ve kendisini yenilemiş. Hiç bir motife bağımlı kalmamıştır. Her motifte Allah'ın birliğinin vurgulandığı gözlemleniyor.
Divriği Ulu Camii ve Daruşşifasının dört kapısı vardır. Şifahane Taç Tapısı,Cami Kuzey Taç Kapı,Cami Batı Taç Kapı ve Şah Mahfili Taç Kapısı. Her biri birbirinden farklı eşsiz bezemelerle göz kamaştıran bir mimarlık ve mühendislik harikası niteliğindedir. Ulu Camii Batı Taç Kapısı Diğer kapılara göre daha çok ince detaylarla işlenmiş,birbiri ile kesişen çokgen- ler, ince bir palmet zinciri,üçgen,dik dörtgen,kare ve prizmatik taşların iç içe yer- leştirilmiş haldeki görüntüsü zihinlerde yeni ufuklar açıyor adeta. İnce işlemele-rinden dolayı Tekstil Kapı da denir. Kuzey Taç Kapısı'nın Diğer Adları:
Kale Kapısı,Cümle Kapı ve Cennet Kapısı'dır.
Hacet (Dilek) Kapısı
Mahfilin hemen altındaki HACET KAPISI abanoz ağacından yapılmış, o yüzyılın ahşap işlemeciliği konusunda numunelik olan panjur da defalarca çalınmak istenmiş. Rivayete göre bu minberi iki usta on iki yılda yapmış.Abanoz ağacından yapılmış.İşlenebilmesi için yıllarca toprak altında su içerisinde fırınlanıyor,işlendikten sonrada zaman geçtikçe sağlamlığı artıyor. Bu ağacın şu anda Afrika dolaylarında yetiştiği söylenmektedir.Anadolu’da ki Selçuklu eserlerinin çoğunda abanoz ağacından yapılmış minberlere rastlanırvar ama Divriği ULU CAMİ deki gibi ince işlenmiş, bitkisel bezemeli ve ayet ve hadislerle süslenmiş olan bu minberin başka bir örneği mevcut değildir.
Minber
Rivayete göre bu minberi iki usta on iki yılda yapmış.Abanoz ağacından yapılmış.İşlenebilmesi için yıllarca toprak altında su içerisinde fırınlanıyor,işlendikten sonrada zaman geçtikçe sağlamlığı artıyor. Bu ağacın şu anda Afrika dolaylarında yetiştiği söylenmektedir.Anadolu’da ki Selçuklu eserlerinin çoğunda abanoz ağacından yapılmış minberlere rastlanırvar ama Divriği ULU CAMİ deki gibi ince işlenmiş, bitkisel bezemeli ve ayet ve hadislerle süslenmiş olan bu minberin başka bir örneği mevcut değildir.